- Paragrafın Yapısı (Bölümleri)
- Paragrafta Konu (İçerik)
- Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir)
- Paragrafta Yardımcı (Yan) Düşünceler
- Paragrafta Başlık
- Paragraf Oluşturma
- Paragraf Tamamlama
- Duyulara Seslenme
- Duygulara Seslenme
- Anlatım Biçimleri
- Düşünceyi geliştirme yolları
1) PARAGRAFIN YAPISI (BÖLÜMLERİ)
- Giriş Bölümü: Her paragrafın bir giriş bölümü vardır. Giriş bölümü bir cümleden oluşur. Bu bölüm yargı bildirir. Ayrıntılara girmeden konu tanıtılır. Örneklere yer verilmez. Cümleyi anlam ve yapı yönünden öncesine bağlayacak edatlara, bağlaçlara ve zamirlere bu bölümde kesinlikle yer verilmez. (ama, çünkü, yalnız, fakat, ne var ki, oysa, ne yazık ki, madem…)
Örnek: Aşağıdakilerden hangisi giriş cümlesi olur?
- Asıl kök ve öz derinliklerdedir.
- Bize düşen görev bunları araştırmak, incelemek, gerçek değerini ortaya çıkarmaktır.
- Anadolu insanı, ezgilerin söz dokusuna yüklediği hayat hikayesini nesilden nesile taşıyagelmiştir.
- Bu nedenle halk türkülerinin ezgileri bir buz dağının su yüzündeki görüntüsü gibidir.
- Gelişme Bölümü: Giriş cümlesiyle tanıtılan konu gelişme bölümünde açıklık kazanır ve iyice genişletilir. Bu bölüm birden çok cümleden oluşur. Konu ile ilgili örnekler verilir. Böylece düşünceye inandırıcılık kazandırılır. Konunun etkili bir şekilde anlatılması için benzetmelerden, karşılaştırmalardan vb. yararlanılır. Paragrafın yardımcı düşünceleri genellikle bu bölümde bulunur.
- Sonuç Bölümü: Paragrafın başında tanıtılan, örneklerle ve diğer düşüncelerle geliştirilen konunun bir sonuca bağlandığı bölümdür. Genellikle bir cümleden oluşur. Çoğu zaman ana düşüncenin bu bölümde verildiği görülmektedir.
Örnek: Yıllardır yurdu geziyor, şehir şehir, kasaba kasaba. Anadolu insanını iyi tanıyor; nasıl yaşarlar, ne yerler, nelerden hoşlanırlar? Bir de büyük yazarmış. Okudum onu ancak…
Bu paragrafın sonuna aşağıdaki cümlelerden hangisinin getirilmesi uygundur?
- Anadolu’yu çok iyi anlatmış.
- Oldukça başarılı bir anlatımı varmış.
- Hayal kırıklığına uğradım.
- Türk yazarlarını yücelten, Anadolu’yu anlatmalarıdır.
2) PARAGRAFTA KONU (İÇERİK)
Üzerinde durulan, hakkında yazı yazılan, söz söylenen, her türlü kavramdır. Her yazının bir konusu vardır. Her şey konu olabilir. Yaşam sevinci, köyden kente göç, dil yanlışları, ölüm, yalnızlık, dostluk, vatan sevgisi, hasret en çok işlenen konulardır. Bir paragrafın konusu, o paragrafta en genel anlamda üzerinde durulan olay, olgu, durum ve kavramdır.
“Yazar bu parçada ne anlatıyor? Bu yazıda nelerden bahsediliyor?” gibi soru kalıpları bize “konu”yu verir.
Örnek: Kitle iletişim araçları, kitleleri bilgilendirmek ya da onları, hızla değişen dünyanın temposundan kaynaklanan rahatsızlıklardan kurtarmak için hoşça vakit geçirmekten, sistematiği belirlenmemiş akımların içine sürüklenmeye kadar bir çok amaca hizmet etmeye başladı.
Yukarıdaki parçanın konusu nedir?
- Teknolojik gelişim
- İletişim araçlarının işlevi
- Dünyadaki değişmeler
- İletişim araçlarındaki değişim
3) PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE (ANA FİKİR)
Bir yazının yazılmasına neden olan ve yazının özünü oluşturan düşünce ana düşüncedir. Buna sanatçının okuyucuya vermek istediği mesaj da denebilir. Ana düşünce paragrafta bir cümle halinde verilebileceği gibi parçanın bütününe de serpiştirilebilir. Şiirlerde ana düşünce yerini tema denir.
Yazar bu yazıyı niye yazmış? Yazarın vermek istediği mesaj nedir?
Bu paragrafta vurgulanmak istenen düşünce nedir?
Gibi soru kalıpları bize “ana düşünce”yi verir.
Örnek: El halısında desen, göz değmesin diye nazar boncuğu; serilen eve bolluk ve bereket getirsin diye ağacı; birlik beraberlik, dirlik ve düzenlik getirsin diye zincir haline gelmiş halkalar şeklinde gösterilir.
Paragrafta vurgulanmak istenen düşünce nedir?
- Halı desenlerini herkes kendine göre yorumlayabilir.
- Halıdaki desenlerin kendine özgü bir anlamı vardır.
- Halı dokunurken şekiller kendiliğinden ortaya çıkar.
- Bütün desenler, birbirini bağlı zincir şeklindedir.
4) PARAGRAFTA YARDIMCI (YAN) DÜŞÜNCELER
Her paragraf bir ana düşünce üzerine kurulur. Bu düşüncenin anlaşılır ve inandırıcı kılınması için de yardımcı düşüncelere ihtiyaç vardır. Yardımcı düşünceler ana düşünceyi örnekler, açıklar ve destekler. Böylece verilmek istenen mesaj okuyucunun zihninde somutlaştırılmış olur. Bir paragrafta birden fazla yardımcı düşünce vardır. Genellikle gelişme bölümünde bulunur.
Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Bu paragrafta aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
Gibi soru kalıpları bize “yardımcı düşünce”yi bulmada yardımcı olur.
Örnek:
Sen Mehmetçiksin,
Önümüzde ışık, gönlümüzde aşk, Doğarsın bu yurda adak olarak, Hürriyet öpen dudak olarak
Yürekte sen varsın, başta sen varsın.
Şiirde Mehmetçik ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
- Yurdu için kendini feda edeceğinden.
- Hürriyete değer verdiğinden.
- Kahramanlığının dünyaca bilindiğinden.
- Milletçe sevildiğinden.
5) PARAGRAFTA BAŞLIK
Bir yazının başlığı, o yazıda anlatılkaonnunun, vurgulanmak istenen ana dü şüncenin en kısa, yalın ve açık biçimidir. Bir paragrafın başlığı bulunurken öncelikle o yazının ne anlattığı belirlenmelidir.
Örnek: Şiir, edebiyat türleri içinde sesle okunmayı en çok gerektiren sanattır. Nasıl tiyatro oynanmak içinse, şiir de ses olarak dudaklarımızdan dökülmek içindir, denilebilir. Şiiri diğer edebiyat türlerinden ayıran en belirgin özellik, sese en çok bağlı sanat oluşudur.
Paragrafa en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiir Okumanın Önemi B) Şiir ve Ses
C) Sesin Önemi D) Şiir Sanatı
6) PARAGRAF OLUŞTURMA
Giriş, gelişme ve sonuç cümlelerinin bulunup bir anlam bütünlüğü içerisinde sıralanmasıdır.
Örnek:
- Sonra kuşlar, sincaplar bu zamansız rüzgara hayret ederek üşyüorlard ı.
- Ağaçları ve çiçekleri ürperişler içinde gördüm.
- İnatçı bir rüzgar yeşilde alacağı varmış da alamamışcasına esiyor esiyordu.
- Toroslara vardığımda her taraf yeşillikler içindeydi.
Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur? A) 2-4-1-3 B) 4-3-2-1
C) 3-1-2-4 D) 1-3-4-2
7) PARAGRAF TAMAMLAMA
Paragraf tamamlama, giriş cümlesini ve sonuç cümlesini bulma ile ilgilidir.
Örnek: … Adeta yarış atı gibi sınavdan sınava koşturuyorlar. Çocuk, kendini tanımadan hayatın karmaşıklığı içinde buluveriyor kendini. Sonuçta çocuklar kendilerini yetiştiremiyor ve çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.
Paragrafın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilirse parça anlam yönünden tamamlanmış olur?
- Çocuklar güç işlerde çalıştırılmaktadır.
- Çocuklarımız gün geçtikçe sağlıklı bir eğitim olmaktadırlar.
- Çocuklarımız henüz ilkokul döneminde ağır bir sınav maratonuna giriyorlar.
- Sınavlar, çocukları sağlık yönünden ciddi şekilde etkiliyor
Örnek: Sanat adamları daha çok düzeltmek, güzelleştirmek isteyenler arasından çıkar. Hemen hemen hiçbir sanat adamı, gördüklerini olduğu gibi söylemek istememiştir; seçer, büyütür, istese de istemese de …
Paragrafın sonuna aşağıdakilerden hangisinin gelmesi daha uygundur?
- kendi kişiliğini katar.
- nesnel davranmak zorundadır.
- olayları olduğu gibi verir.
- gerçeğin peşinde koşar.
8) DUYULARA SESLENME
İnsanın beş duyusu vardır (görme, tatma, duyma, dokunma, koklama). Cümlelerde bu beş duyu organından herhangi birisiyle algılanan bir ayrıntıya yer verilebilir.
Örnek: Kokuşmuş bir körfez, körfezin içinde birkaç kayık, ötüşerek karnını doyurmaya çalışan martılar, denizi, dağları büyük bir tehlikeye atan insanlar, tüm bunlar beni hayli düşündürdü. Ne oluyor bize? Buraları başkalarına mı satıyoruz? Diye acı acı düşündüm.
Yukarıdaki parçada hangi duygumuzla ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir?
A) İşitme B) Koklama C) Görme D) Tatma
9) DUYGULARA SESLENME
Duygu kalben algılanan hislerdir. (sitem, ümit, ümitsizlik, coşku, sevinç, korku, merak, endişe, yalnızlık…)
Örnek: Doğduğum köyde bir sokak vardı. Adı üstünde: Telgraf sokağı. Hem güzel, hem şirindi, hem dardı.
O kadar dardı ki orda birbirine dokunur komşu evlerin saçağı. Aradım, nerde Telgraf Sokağı? Diyen bir şair nasıl bir duygu içerisindedir?
A) Umutsuz B) Karamsar C) Hasret D) Yalnızlık
10) ANLATIM BİÇİMLERİ
- AÇIKLAYICI ANLATIM
Okuyucuyu herhangi bir konuda eğitmek ve ona bilgi vermek amacıyla başvurulan anlatım tekniğein açıklayıcı anlatım denir. Sade ve sanatsız bir dil kullanılır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılması sağlanır.
Örnek: Haldun Taner hikaye, tiyatro, makale ve fıkra türlerinde eserler vermiştir. Hikayelerinde genellikle büyük şehirdeki tipleri; bozulmuş ve iki yüzlü çevreleri anlatır. Tiyatrolarında da gecekondu bölgesinin cahil insanlarını ele almıştır.Bu tipler yerel dilleriyle konuşturulur. Bu eserleri okuyan insanın yüzünde tatlı bir tebessüm belirir.
b) ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM
Bir duygunun, düşüncenin bir olay etrafında veya olaya bağlı olarak anlatılmasıyla oluşan anlatım tekniğine öyküleyici anlatım denir. Öykülemede yer, zaman ve kişi gibi unsurlara rastlanır. Genellikle geçmiş zaman kullanılır.
Örnek: Ayaşlı, beş ay hapiste tutsak kaldıktan sonra, dört arkadaşıyla bir gece hapisten kaçtı. Dağa çıktı. O zaman kendisine Battal’ın İbrahim diyorlardı ki, iki yahut üç yıl Kastamonu, Çankırı ve Bolu arasındaki dağlarda gezdi. Çoklarının evini basıp paralarını aldı.
c) BETİMLEYİCİ ANLATIM (TASVİR)
Gözleme dayanan anlatım tekniğine, sözcüklerle resim yapma sanatına betimleyici anlatım denir.
Sıfatlara genişçe yer verilir. Betimlemede bir durum, olay, varlık okuyucunun gözünde canlandırılır.
Örnek: Ortada yeşil örtülü uzun bir masa. Kıyısında tahta sandalyeler. Karşı duvarda boydan boya dolap. Dolapta her birini bir öğretmenin kullandığı, küçük küçük gözler. Kimisi kilitli kimisi kilitsiz. Köşeye yakın, duvarın dibinde kömür sobası. Yanıp yanmadığı belli değil. Kapının arkasında kıvrık ağaçtan yapılmış askılık.
Pencere önlerinde yığılı kitaplar, defterler. Öğrenci ödevleri, haritalar…
d) TARTIŞMACI ANLATIM
Herhangi bir konunun farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmesinden kaynaklanan anlatım tekniğine tartışmacı anlatım denir. Amaç karşı tarafın düşüncesini çürütmektir. Düşüncenin kanıtlanması için örnekler verir, tanıklar gösterilir, karşılaştırmalar yapılır. Soru cümleleriyle yazıya akıcılık kazandırılır. Konuşma havası sezilir.
Örnek: Eleştirmen eseri ön yargıyla ele almamalıymış. Ya nasıl ele almalı? Ön yargıyla ele alınmamış tek bir sanat yapıtı bilmiyorum. Eleştirmen, eleştiri yapmak için birtakım hazırlıklar ve seçmeler yapar. Bir kere bu seçmelerde bile bir önyargının varlığından söz edilemez mi? Bu seçme bile bir önyargıdır.
11) DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
TANIMLAMA (TARİF ETME)
Bir kavrama ait belirleyici özelliklerin anlatılmasıyla oluşan yönteme tanımlama denir. Tanımlamada “nedir?” sorusunun cevabı bulunur ve tanım cümleleri genellikle “-dır, -dir; -tır, -tir” ekleriyle veya “denir” ile biter.
Örnek: Annenin çocuğunu uyutmak için belli bir ezgiyle söylediği halk edebiyatı ürününe ninni denir. Anne çocuğuna ilişkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini bu nazım şekli ile anlatır.
ÖRNEKLENDİRME
Anlatılan konuyla ilgili değişik örneklerin verilmesiyle oluşan yönteme örnekleme denir. Amaç konunun, okuyucunun zihninde daha da belirginleşmesini sağlamaktır.
Örnek: Edebiyatımızda romancılar yaşadıkları dönemin ya da önceki dönemlerin izlerini eserlerine yansıtmışlardır. Bundan dolayıdır ki; edebiyatımızda Milli Mücadele yıllarını konu edinen bir çok yapıt vardır. Yakup Kadri’nin Yaban’ı; Tarık Buğra’nın Küçük Ağa’sı ve Halide Edip’in bir çok romanı bu muhteşem olayı işlemiştir.
KARŞILAŞTIRMA
Birden fazla düşünce, olay, kavram ya da durumun birbiriyle kıyaslanmasıyla oluşan yönteme
karşılaştırma denir.
Örnek: Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuğuyla, ulaşımıyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana bir sürü sıkıntılar verir. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye bir korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerimizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir.
TANIK GÖSTERME (ALINTILAMA)
Yazarın, düşüncelerini inandırıcı kılabilmek için ele aldığı konuda yetkili ve ünlü bir kimsenin sözlerinden alıntı yapmasıyla oluşan yönteme tanık gösterme denir. Kişinin sadece adı yetmez. Sözün aktarılmadığı yerde tanık gösterme söz konusu olmaz.
Örnek: Okuma tutkuların en asilidir. Ekmek bedeni nasıl beslerse, o da ruhu besler. Büyük yazarlar ömürlerinin çoğunu okumakla geçirirler. Montesguie: “Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği bir kederim olmamıştır.” der.