7. Sınıf “OKUMAK DEYİNCE” Metni Günlük Ders Planı (2019-2020)

Genel Günlük Planlar Manşet Türkçe 7. Sınıf Günlük Planlar

2019-2020 eğitim öğretim yılı 7. Sınıf 6. temanın (Okuma Kültürü) ilk metni olan  “OKUMAK DEYİNCE” adlı metnin günlük ders planını sayfanın sonunda bulunan linkten indirebilirsiniz.

www.okulakademi.com

1. BÖLÜM     

Ders                                       : Türkçe

Sınıf                                       : 7

Temanın Adı / Metnin Adı     : OKUMA KÜLTÜRÜ / OKUMAK DEYİNCE

Konu                                      :          Anahtar kelimeler

                                                          Metnin türü (sohbet)

                                                          Anlatım biçimleri

                                                           Düşünmeyi geliştirme yolları

                                                           Anlatım bozuklukları (kelime kaynaklı bozukluklar)

                                                           Kitap okuma ve değerlendirme formu

2. BÖLÜM 

Öğrenci Kazanımları /Hedef ve Davranışlar

OKUMA

T.7.3.1. Noktalama işaretlerine dikkat ederek sesli ve sessiz okur.

T.7.3.5. Bağlamdan hareketle bilmediği kelime ve kelime gruplarının anlamını tahmin eder.

a) Öğrencilerin tahmin ettikleri kelime ve kelime gruplarını öğrenmek için sözlük, atasözleri ve deyimler sözlüğü vb. araçları kullanmaları sağlanır.

T.7.3.19. Metinle ilgili soruları cevaplar. Metin içi ve metin dışı anlam ilişkileri kurulur.

T.7.3.29. Metin türlerini ayırt eder.

T.7.3.25. Metinler arasında karşılaştırma yapar. Bakış açısı ve mesajlar karşılaştırılır

T.7.3.36. Metindeki anlatım biçimlerini belirler.

T.7.3.37. Metinde kullanılan düşünceyi geliştirme yollarını belirler.

KONUŞMA

T.7.2.2. Hazırlıksız konuşma yapar.

T.7.2.3. Konuşma stratejilerini uygular. Katılımlı, yaratıcı, güdümlü, empati kurma, tartışma ve eleştirel konuşma gibi yöntem ve tekniklerinin kullanılması sağlanır.

YAZMA

T.7.4.10. Formları yönergelerine uygun doldurur.

Öğretme-Öğrenme-Yöntem ve Teknikleri

Okuma, bölerek okuma, açıklayarak okuma, inceleme, günlük hayatla ilişkilendirme ve günlük hayattan örnekler verme

Kullanılan Eğitim Teknolojileri-Araç, Gereçler ve Kaynakça // * Öğretmen  * Öğrenci

İmla kılavuzu, sözlük, deyimler ve atasözleri sözlüğü, EBA, İnternet,  deyim hikayeleri…

Öğretme-Öğrenme Etkinlikleri

Dikkati Çekme

Öğrencilere Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (SAV)’ e gelen ilk vahyin ne olduğu sorulacak. Buradan okuma üzerine öğrencilere kısa bir konuşma yapılacak.

Güdüleme

Öğrencilere “OKUMA KÜLTÜRÜ” temasına geçtiğimizi ve bu temada okuma üzerine bir çok etkinlik yapacağımızdan bahsedilecek. Temada yer alan metinler incelendikten sonra bu hafta  “OKUMAK DEYİNCE” başlığı ile ilgili okumanın ne anlam taşıdığı üzerine samimi bir metin inceleyeceğimizden öğrencilere bahsedilecek.

Gözden Geçirme

Öğrencilere düşünmeleri için “Öğrenmek için değil yaşamak için okuyorum.” Cümlesi aktarılacak. Cümle ile ilgili fikirleri alınacak.

Derse Geçiş

  1. Öğrencilerden metnin görsellerini incelemesi istenecek. Görsel okuma yapılacak.
  2. Metnin bir kez sessiz okunması sağlanacak. Bu okuma esnasında deyimleri ve bilmedikleri kelimeleri tespit etmeleri istenecek. Daha sonra sesli, bölerek okuma yöntemi uygulanacak. Anahtar kelimeleri bulmaları istenecek.
  3. Anahtar Kelimeler : tanımak, edebiyat, hayat, anlamak, dünya, kitap, okumak
  4. Anlamını bilmedikleri kelimeler bulunacak. Anlamlarıyla beraber sözlük defterine yazılacak.

1. Etkinlik

Etkinlikte öğrenciler bilmediği kelimeleri tespit edip başlıklara göre boş kısımları dolduracak.

2. Etkinlik

Bu etkinlikte okuduğumuz metinden yola çıkarak sorular cevaplanacak.

1. İnsanın gerçek anlamda kendini tanımasının yolu nedir?
Duygularımızın açığa çıkması, yaşadıklarımızın farkına varmak ve kendimizi diğer insanlarla karşılaştırmak.

2. Kurmaca metinlerde okuyucu neleri bulur?

Başka hayatlar, yeni deneyimler bulur.

3. Okuduğunuz bir romanda ya da izlediğiniz bir filmde kendinize yakın gördüğünüz kahramanın özellikleri nelerdir?

4. Kitaplarla kurulan iletişimi gerçek hayattaki iletişime göre farklı kılan nedir?

Kitaplarla kurulan iletişimde insanlar kendi iç dünyalarını, sırlarını, duygu ve düşüncelerini karşılaştırma yaparak bulabilirler; kendilerini bu yolla keşfedebilirler. Kitaplarla olan iletişim, aslında kişinin kendisi ile olan iletişimdir. Gerçek hayattaki iletişim ise diğer insanlarla olan bir bağdır. İnsanın günlük yaşamına yöneliktir.

5. “Tükettiğimiz şeylerin bizi tüketmesi” sözüyle yazar ne anlatmak istemektedir?

Günlük hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz ya da ihtiyaç duyduğumuzu sandığımız gereksinimlere ulaşmaya çalışırken, kendi duygu ve düşüncelerimizi dikkate almadığımız için insanın manevi yönden zayıflaması.

6. Hayatın anlamını yaşayarak değil de okuyarak bulmak mümkün müdür? Tartışınız.

Hayatın anlamını bulmak, manevi yönümüzü tatmin etmeye yönelik bir arayıştır. Maneviyatla ilgilidir. Kitaplar, insanların manevi yönlerine hitap eder. Yaşamak, daha çok maddi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız bir süreçtir. Bu yönden düşünürsek hayatın anlamını ancak okuyarak bulabiliriz.

3. Etkinlik

Öğrenciler metnin türünü belirlemek amacıyla soruları cevaplayıp uygun yerlere yazacak.

1. Metin
Edebiyat eğlenceden, boş zaman aktivitesinden
ibaret değildir. Okuduğumuz metinlerde yeni bir
gerçeklikle yeni bir hayat teklifiyle karşı karşıyayızdır.
Hayatın bize vermediğini, eksik olan yanlarımızı, iyi
olana karşı duyduğumuz açlığı, samimiyeti, heyecanı,
deneyimi kurmaca metinlerde buluruz. (…)
Kitaplar bize hayaller kurdurup olmadık düşlere
daldırmakla kalmaz, bize yeni bir hayat teklifi
yapar. Bir de bu taraftan bak der. Kendini onun
yerine koy ve öyle düşün. Bütün sanatlar öyle değil
midir? Bir filmin kahramanıyla empati kurarak onun
yerine geçmez miyiz?
Mehmet KAHRAMAN

2. Metin
Doğrusu ya, birçokları gibi küçük yaşta okuma
alışkanlığını kazanmam, çocuk merakının belirlediği
bir yolda, biraz da rastlantılarla gelişti. Bir yol
gösterenimiz yoktu. El yordamıyla denilse yeridir.
İlkokulumuzun kapısı, kentimizin (Malatya’nın) en
büyük camisiyle karşı karşıyaydı. Okuldan çıkar
çıkmaz Yeni Cami’nin alçak duvarı üzerine dizilmiş
kitapların kapak resimlerini baştan sona gözden
geçirmeden geçip gitmezdim. Halk edebiyatı,
cenk kitapları, dinî kitaplar…
Necati GÜNGÖR

1. Yazar hangi metinde, herkesi ilgilendiren bir konudan bahsetmiştir?

1. metin.

2. Yazar hangi metinde, geçmişte yaşamış olduğu bir olayı anlatmaktadır?

2. metin

3. Yazar hangi metinde, konuyu samimi bir üslupla, karşısında biri varmış gibi anlatmaktadır? Sebebiyle birlikte yazınız.

2. metinde. Yazar sorulan soruya cevap verir gibi yazmıştır. “Doğrusu ya…” ifadesinden bunu anlayabiliriz. ” El yordamıyla denilse yeridir.” gibi ifadelerden de yazarın samimi bir üslup kullandığını söyleyebiliriz.

4. Hangi metin, konuşma havası içinde, sorular sorup cevaplar vererek kaleme alınmıştır? Sebebiyle birlikte yazınız.

1. metinde. Yazar okuyucuya sorular sorup yanıtlamaktadır. Vardığı sonuçlara “biz” ifadeleri ile okuyucuyu da dahil etmektedir.

5. Ulaştığınız yargılara göre “Okumak Deyince” metninin türü nedir? Sebebiyle birlikte yazınız.

 “Okuma Deyince” metninin türü “Sohbet”tir. Yazar senli benli, samimi bir üslup kullanmıştır. Özlü sözlerden, örneklerden çokça yararlanmıştır. Yazar karşısında biri varmış gibi sorular sormuş, cevaplar vermiş, düşüncelerini günlük konuşma dili içtenliği içerisinde açıklamıştır. Genellikle kişisel düşüncelerini anlatmıştır.

4. Etkinlik

Etkinlikte yönergelere uyarak sorular cevaplanacak.

A)  Aşağıdaki metinleri okuyunuz. Hangi metin ya da metinler okuduğunuz metindeki anlatım biçimine benzemektedir? Belirtilen yerleri işaretleyiniz.

 “Ağaçların ve İnsanların Baharı” adlı metin okuduğumuz metindeki anlatım biçimine benzemektedir.

B) “Okumak Deyince” metninde hangi anlatım biçiminin kullanıldığını sebepleriyle birlikte yazınız.

Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır. Yazar kendi doğrularına okuyucuyu inandırmayı, onu kendi gibi düşündürmeyi amaçlamıştır.

5. Etkinlik

Bu etkinlikte ilgili paragraflarda düşünmeyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmış öğrencilerce tespit edilmesi istenecek.

Edebiyat eğlenceden, boş zaman aktivitesinden ibaret değildir. Okuduğumuz metinlerde
yeni bir gerçeklikle, yeni bir hayat teklifiyle karşı karşıyayızdır. Hayatın bize vermediğini,
eksik olan yanlarımızı, iyi olana karşı duyduğumuz açlığı, samimiyeti, heyecanı, deneyimi
kurmaca metinlerde buluruz. Carlos Fuentes bir yazısında şöyle der: “Kurmacayı yalnızca
tek bir hayatımız varken pek çok hayatı yaşayabilmek için yaratırız.”

Bu bölümde “Tanık Gösterme” yolu kullanılmıştır. Yazar, savunduğu düşüncenin doğruluğuna oku­yucuyu inandırabilmek için tanınan ve görüşlerine itibar edilen bir kişinin sözlerinden alıntı yapmıştır.

Bu yüzden iyi kitaplarda bir insan tasarımı vardır. Orada karakter iyi olabilir, kötü olabilir;
başarılı da olabilir başarısız da. Hepsinin altında kişinin kendini keşfetmesine olanak sunan
çağrışımlar vardır. Şimdi Balzac’ın Goriot Baba’sı bütün parasını kızlarının mutluluğu için
harcayan bir enayi midir yoksa evlat sevgisinin bir babayı ne hâle getirdiğinin bir örneği mi?
Suç ve Ceza’yı okuduğunuzda Raskolnikov’un vicdan azabına şahit olmaz mıyız? Tanpınar’ın
Huzur’unu okuduğumuzda aslında okuduğumuz şey nedir? Var olmaya çalışan, yeni
kültürel hayatı benimseyememiş sorunlu aydın bunalımı ve toplum baskısının bir aşkı ne hâle
getirdiğidir konu. Ya da Peyami Safa’nın Fatih Harbiye romanı… Örnekler çok.

Bu bölümde “Örneklendirme” yolu kullanılmıştır. Yazar, düşüncesini somut hâle getirip daha anlaşılır olması için anlatılan konuyla ilgili örnekler vermiştir.

6.Etkinlik

Bu bölümde anlatım bozuklukları  (anlamsal anlatım bozuklukları) öğrencilere kavratılacak. Sonra etkinlikteki cümleler incelenecek.

Anlatım Bozuklukları

Duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine aktarırken kurduğumuz cümlelerin açık ve anlaşılır olması, gereksiz unsurlar taşımaması, çelişkili anlatımlardan uzak olması ve dil bilgisi açısından doğru olması gerekir. Cümlelerimiz bu özellikleri taşımadığında, anlatım bakımından bozuk olur; iletişim tam olarak gerçekleşmez.

Anlamsal (Anlama Dayalı) Anlatım Bozuklukları

 1. Gereksiz Sözcük Kullanılması

İyi ve sağlam bir cümlede gereksiz sözcük bulunmaz. Cümlede gereksiz sözcüğün kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar. Cümlede düşüncenin belirtilmesinde belli bir görevi olmayan sözcükler gereksizdir. Bu tür sözcükler, cümleden çıkarılmalıdır. Bunu şöyle yapabiliriz:

Bir sözcük cümleden çıkarıldığında, cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma, daralma olmuyorsa, o sözcük gereksizdir. Çıkarıldığında cümlenin anlamı ve anlatımı bozuluyorsa, o sözcük gereklidir.

Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları, eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması ve anlamca birbirini kapsayan kelimelerin bir arada kullanılması olmak üzere iki şekilde oluşur:

1.1. Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması

Bu tür anlatım bozuklukları aynı anlama gelen sözcüklerin veya söz gruplarının aynı cümle içerisinde kullanılmasıyla oluşur.

<<Bari hiç olmazsa sen yanımızda kal.
cümlesinde “bari” ve “hiç olmazsa” sözcükleri aynı anlama gelmektedir. Bu iki sözcük de aynı anlama geldiğine göre, cümlede ikisinin bulunmasına gerek yoktur. Demek ki biri gereksiz kullanılmıştır. Bu durumda cümleyi “Bari sen yanımızda kal.” ya da “Hiç olmazsa sen yanımızda kal.” şeklinde kurabiliriz.

<<Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı henüz.
cümlesinde “hâlâ” ve “henüz” sözcükleri eş anlamlıdır. İki sözcük de “şimdiye kadar” anlamındadır, iki sözcük de aynı anlamı karşıladığına göre, biri gereksizdir, çıkardığımızda cümlenin anlamında bir daralma olmaz. O hâlde cümleyi iki şekilde oluşturabiliriz:
“Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı.”
“Yetkililer bir açıklama yapmadı henüz.”

<<Hükümet bu kanunu Meclis’ten aynenolduğu gibi geçirmek istiyordu.
cümlesinde “aynen” ve “olduğu gibi” sözleri anlamca aynıdır. İki sözcük de “değiştirmeden, değişiklik yapmadan” anlamındadır. Cümlede bozukluğu gidermek için bu iki sözcükten birini çıkarırız:
“Hükûmet bu kanunu Meclis’ten olduğu gibi geçirmek istiyor.”
“Hükûmet bu kanunu Meclis’ten aynen geçirmek istiyor.”

<<Çocuk, az kalsınneredeyse merdivenden düşecekti.
cümlesinde “az kalsın” sözcüğü de “neredeyse” sözcüğü de aynı anlama gelmektedir: Bir işin olması, gerçekleşmesi çok yakınken olmaması. İyi bir cümlede aynı anlama gelen sözcükler kullanılmamalı, kuralından hareketle bu iki sözcükten birini çıkarırız:
“Çocuk, az kalsın merdivenden düşecekti.”
“Çocuk, neredeyse merdivenden düşecekti.”

 1.2. Anlamca Birbirini Kapsayan (İçeren) Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması

Bazen cümlede aynı anlama gelen sözcükler kullanılmaz. Anlamca birbirini kapsayan sözcükler kullanılabilir. Bir sözcüğün ifade ettiği anlam, diğer sözcük içinde olduğundan, bu tür ifadeler de anlatım bozukluğuna yol açar.

<<Kardeşim soruları hemen çözüverdi.
cümlesinde böyle bir kullanım söz konusudur. “Hemen” ile “çözüverdi” sözcükleri eş anlamlı değildir. Ancak “çözüverdi” eyleminde “tezlik, hemen yapma” anlamı vardır. Eylemde bu anlam olduğuna göre cümlede tekrar “hemen” sözcüğünün kullanılmasına gerek yoktur: “Kardeşim soruları çözüverdi.

<<Okula her gün iki kilometre yaya yürüyerek giderdi.
cümlesinde “yaya” ve “yürüyerek” sözcüklerinin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yürümek” sözcüğünde “yaya” anlamı zaten vardır. Öyleyse cümleyi şöyle söyleyebiliriz: “Okula her gün iki kilometre yürüyerek giderdi.”

<<Almanya’daki arkadaşımla karşılıklı mektuplaşırız.
cümlesinde anlatım bozukluğu vardır. Burada “karşılıklı” sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Çünkü “mektuplaşmak” eylemi zaten “karşılıklı” yapılır. Bu sözcükte “karşılıklı” anlamı olduğuna göre aynı sözcüğü cümlede tekrar etmek yanlıştır: “Almanya’daki arkadaşımla mektuplaşırız.”

 2. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması

İyi bir cümle, karşıladığı yargıyı tam olarak anlatmalıdır. Yani cümleden bir anlam çıkarılmalıdır. Böyle olmaz da cümle çeşitli anlamlara gelirse; hem öyle bir anlam, hem böyle bir anlam çıkarsa ve birden çok yoruma yol açarsa, o cümlede çelişkili anlatım söz konusudur. İyi bir cümle açık olmalıdır. Cümledeki açıklık ise anlamın kolayca anlaşılır olması demektir. Anlamca birbiri ile uyuşmayan sözcüklerin bir arada kullanılması, cümlede çelişkili ifadenin doğmasına neden olur.

<<Tam üç yıla yakın bir zaman insanlık dramı yaşandı burada.
cümlesinde çelişkili bir anlatım söz konusudur. Bu cümlede “tam” ve “üç yıla yakın bir zaman” sözleri çelişkili anlatıma yol açmıştır. Cümlenin doğru kullanımı şöyle olmalıdır: “Üç yıla yakın bir zaman, insanlık dramı yaşandı burada.”

<<Elbette Selim de ağabeyleri ile gitmiş olabilir.
cümlesinde “gitmiştir” mi, yoksa “gitmiş olabilir” mi anlatılmak isteniyor. Yani cümlede ya kesinlik ya da ihtimal anlamı olmalıdır. Cümlede ikisi de olduğundan çelişkili anlatım söz konusu. Bu cümle iki şekilde düzeltilebilir: “Elbette Selim de ağabeyleri ile gitmiştir.” “Selim de ağabeyleri ile gitmiş olabilir.”

 3. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması

Sözcüklerin karşıladığı anlam iyi bilinmelidir. Bu olmazsa, anlatmak istediğimiz düşünce ile ortaya çıkan düşünce farklı olur. Bu nedenle konuşurken ya da yazarken, düşüncelerimizi tam ifade edecek sözcükleri kullanmalıyız. Aksi hâlde düşüncelerimizi iyi anlatamayız, hatta sözümüz yanlış anlaşılabilir.

<<Türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor.
cümlesinde “kuraklık” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü bu sözcük “toprak için nemi olmayan, çorak” anlamında kullanılır. Cümlede ise topraktan değil, gölden söz edilmiş. Öyleyse göllerde suyun çekilmesi söz konusu olabilir. Bu da “kuruma” sözcüğü ile anlatılabilir. Bu durumda cümlenin doğru şekli şöyle olacaktır: “Türkiye’de birçok göl kurumatehlikesi yaşıyor.

<<Öğretmen, konuyu en ayrımına kadar anlatmıştı.
cümlesinde “ayrım” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. “Ayrım” sözcüğünde “başkalık, fark” anlamı vardır. Cümlede anlatılmak istenen bu anlam değildir. Konunun detaylarının da anlatıldığı anlamı verilmek isteniyor cümlede. Bu anlam “ayrıntı” sözcüğü ile sağlanabilir. Demek ki “ayrıntı” sözcüğü yerine “ayrım” sözcüğü kullanılarak yanlışlık yapılmıştır: “Öğretmen konuyu en ayrıntısına kadar anlattı.”

<<Yaş geliştikçe yalnız çevrenizdekilere değil, memleketinize de yardım aşkıyla yanıyorsunuz.”
cümlesinde “gelişmek” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü yaş gelişmez, ilerler. Bu nedenle cümlenin doğrusu şu şekilde olmalı: “Yaş ilerledikçe yalnız çevrenizdekilere değil, memleketinize de yardım aşkıyla yanıyorsunuz.”

<<Politika konusunda gençleri azımsamak doğru değildir.
cümlesinde “küçümsemek” sözcüğünün yerine “azımsamak” sözcüğü kullanılarak anlatım bozukluğu yapılmıştır. Çünkü “azımsamak “ile” küçümsemek” sözcükleri farklı anlamlar taşımaktadır. “Azımsamak”ta bir şeyi sayıca az bulmak söz konusudur. “Küçümsemek” sözcüğü ise bir şeyin niteliği ile ilgilidir. Bu sözcükte bir şeye değer vermemek, onu küçük görmek anlamı vardır. Cümlenin doğrusu şöyle olacaktır: “Politika konusunda gençleri küçümsemek doğru değildir.”

<<Herkes, petrol ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor.
cümlesindeki “ücret” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü “ücret” sözcüğünde iş gücünün karşılığı olan para anlamı vardır. Bu sözcük yerine “fiyat” sözcüğü getirilmelidir. Bu, bir şeyin para karşılığı değerini ifade eder: “Herkes, petrol fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor.”

 4. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması

Cümledeki sözcüklerin yerinde kullanılmaması, söylenmek istenenin karşıtı bir anlamın ortaya çıkmasına ya da cümlenin anlaşılmamasına yol açar.

<<Yeni okula geldim ki ders zili çaldı.
cümlesinde “yeni” sözcüğü yanlış yerde kullanıldığından cümlenin anlamı da bozulmuştur. Cümlede anlatılmak istenen “okulun yeniliği” değildir. Aslında birinin “okula vardığı sırada” zilin çalması anlatılmak istenmiştir. Öyleyse cümlenin doğru şekli şöyle olmalıdır: “Okula yenigeldim ki ders zili çaldı.”

<<Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.
cümlesinde “çok” sözcüğünün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “çok” sözcüğü “sınıf” sözcüğünden önce kullanıldığı için sanki öğrenciler değişik sınıflarda bulunmuşlar da onun için sıkılmışlar anlamı çıkmıştır. Halbuki cümlede öğrencilerin bir sınıfta “uzun süre bulunması” anlatılmak istenmiş. Cümlenin doğru şekli şöyle olmalıdır: “Sınıfta çok duran öğrencinin elbette canı sıkılır.”

<<Fizik dalında yapılan yarışmada ülkemizi üç üniversiteli genç temsil edecek.
cümlesinde sözcüğün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “üç” sözcüğü yanlış yerde kullanılmış, bu nedenle yanlış bir anlam oluşmuştur. Cümlede asıl anlatılmak istenen, “üniversiteli üç genç”tir; ancak “üç” sözcüğü yanlış yerde kullanılınca cümleden “üç tane üniversite bitirmiş genç” anlamı çıkıyor. Bu nedenle “üç” sözcüğü “genç” sözcüğünden önce kullanılmalıdır: “Fizik dalında yapılan yarışmada ülkemizi üniversiteli üç genç temsil edecek.”

 5. Deyimin Yanlış Anlamda Kullanılması

Deyimler, dilin anlatım gücünü ve söyleyiş güzelliğini zenginleştiren unsurlardır. Deyimler, kısa ve özlü sözlerdir.

Deyimlerin kalıplaşmış anlamları vardır ve deyimler bu kalıplaşmış anlamları çerçevesinde kullanılır. Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.

<<Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
cümlesinde “göz yummak” deyimi yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu, “kusurlarını hoş karşılamak, görmezlikten gelmek” anlamında bir deyimdir. Yukarıdaki cümlede ise “kusur” yok, bir kişinin iyilikleri var. Bu nedenle “göz yummak” deyimi yanlış kullanılmıştır: “Onun bize yaptığı iyiliklere minnettar kaldık.”

<<Müfettişlerin geleceğini öğrenen müdürün etekleri zil çalıyordu.
cümlesinde “etekleri zil çalmak” deyiminin yanlış kullanılmasından kaynaklanan bir anlatımn bozukluğu vardır. “Etekleri zil çalmak”, çok sevinmek, işleri yolunda olmak anlamında bir deyimdir. Bu deyimin yerine “etekleri tutuşmak” deyiminin kullanılması gerekir. “Etekleri tutuşmak” çok heyecanlanmak anlamında bir deyimdir. Doğrusu: “Müfettişlerin geleceğini öğrenen müdürün etekleri tutuştu.”

<<Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların canı burnuna gelmişti.
cümlesinde “canı burnuna gelmek” deyiminin yanlış kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Çünkü cümlede büyük bir tehlike ile yüz yüze gelme anlatılmaktadır. Ama bu yanlış bir deyimle ifade edilmiştir. Çünkü “canı burnuna gelmek” deyimi “çekilen sıkıntıların dayanılmaz hâle geldiği durumlar” için kullanılır. Doğrusu: “Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların yüreği ağzına gelmişti.”

İstemeyerek de olsa elimde olmadan ablamın kalbini kırdım.

Bu yol yaya yürüyerek bitmez.

Çekingen ve utangaç bir gençti şair.

Açılışa gelen konuk ve misafirlere ikram yapıldı.

Bu sorun karşılıklı konuşarak çözülecek.

Seninle birlikte kütüphaneye gelebilirim.

Bize merhameti de acımayı da annemiz öğretti.

7. Etkinlik

Anlatım bozukluğu olan kısımlar tespit edilecek.

İki futbol takımı arasındaki ayrıcalık çoktu. ayrım

Programımıza çok üzgün bir haberle son veriyoruz. üzüntülü

Fiyatlar pahalı olduğundan satışlar durgun. yüksek

Ormanda yetişen karaçam fidanını balkondaki saksıya ekemeyiz. dikmeliyiz

İş başvurusu formuna öğretim durumumu yazmamı istediler. öğrenim

Yağmur yüzünden topraklarımızın verimi arttı. sayesinde

Fırın sahipleri un ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor. fiyatlarının

Tırnaklarım epey büyümüş. uzamış

8. Etkinlik

bu etkinlik konuşma bölümü ile ilgili…etkinlikte yer alan parça okunarak parçadan esinlenerek öğrenciler konuşma yapacak. Her konuşmacı önceki kişinin kaldığı yerden konuşmaya devam edecek şekilde bölüm tamamlanacak.

9. Etkinlik

Bu kısımda bulunan form öğrencilerin okumuş oldukları son kitapla ilgili doldurulacak.

àBir sonraki metin için öğrencilerden gelecek derse hazırlık kısmındaki görevi yapmaları istenecek.

3. BÖLÜM     

Ölçme-Değerlendirme

Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını bulunuz.

1.  Sağlığınız, sıhhatiniz nasıl efendim?

2. Aşağı yukarı bundan tam kırk yıl önceydi.

3. Çuvalı tıka basa ağzına kadar doldurdu.

4. Bu binalar birbirine yaklaşık yapılmış.

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi

Okurken yorum yapabilme, problem çözme, düşündüğünü tasarlama, yazarken imla ve noktalamaya diğer derslerde de dikkat etmeleri sağlanır.

Türkçe Öğretmeni      02.03.20
Sefa AVCILAR Okul Müdürü  

2019-2020 eğitim öğretim yılı 7. Sınıf 6. temanın (Okuma Kültürü) ilk metni olan  “OKUMAK DEYİNCE” adlı metnin günlük ders planını  buradan  indirebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir