LGS Yaklaşırken 2024 LGS Türkçe Soruları Üzerine Hasbihal

Genel Manşet Oku-Yorum

Haziran ayı yaklaşırken LGS heyecanı da yavaş yavaş içimizi sarmaya başladı. Türkçe dersi, çoğu öğrenci için hem umut hem de tedirginlik kaynağıdır. Uzun paragraflar, dikkat isteyen sorular, hatırı sayılır anlam bilgisi… Derken sınavın bu ilk bölümü adeta sabır etmenin, odaklanmanın ve düşünmenin sınandığı bir alan hâline geliyor. Tam da bu yüzden, gelin 2024’te çıkan Türkçe sorularına birlikte bir göz atalım. Ne tarz sorular sorulmuş, hangi konulara ağırlık verilmiş, öğrenciler en çok nerelerde zorlanmış olabilir… Belki bu yazı, 2025 LGS’ye girecek öğrencilerimize güzel bir yol haritası olur.

2024 LGS’nin Türkçe bölümü, her sene olduğu gibi öğrencilerin hem okuma becerilerini hem de yorum gücünü ölçmüştü diyebilirim. 20 sorudan oluşan testte yine uzun paragraflar, deyimler, grafik okuma, anlam bilgisi önemli kazanımlara yer verilmişti. İlk sorudan itibaren dikkat isteyen, bol bol “bir dur, bir düşün” dedirten bir test olarak hafızalarımızda yerini almıştı.

İlk soruda “bırakmak” kelimesinin farklı anlamları üzerinden çok yönlü bir düşünme istendi mesela. Bu tarz sorular, sözcükte anlam konusunda öğrencinin kelime hazinesinin ne kadar geliştiğini ve çok anlamlı sözcüklere ne kadar aşina olduğunu ölçmek için sorulmuş. Yeri gelmişken TDK verilerine göre dilimizde en çok anlama sahip kelime “çıkmak“mış.

Sonraki sorularda deyimler üzerinden metin yorumlama gibi sorular vardı. Anlam ilişkisi bakımından cümleler yönüyle sorulan koşul cümlesi sorusu kolay bir soruydu bence. Bu tarz soruların püf noktası, eylemin gerçekleşmesinin başka bir eyleme bağlı olmasıdır.

Anlatım bozukluğu, cümle birleştirme, anlam benzerliği gibi dil bilgisiyle yorumun iç içe geçtiği sorular da dikkat çekiciydi. 6. soruda yakın anlamlı cümle sorulmuş mesela. Bu tür cümleleri önce birkaç kez okuyup sonra seçeneklere yönelmek en sağlıklısı. Aynı doğrultuda olan cümle bize cevap olacaktır.

Ayrıca sosyal medya ile ilgili gelen bir soru vardı ki… Orası biraz düşündürücüydü. Çünkü sadece bilgi değil, öğrencinin güncel hayata dair gözlemi de gerekiyordu. “Mış gibi yapmak” ifadesiyle verilen cümlede, hayatın sahiciliğiyle sosyal medya üzerindeki “sahne” arasındaki farkı ayırt edebilen öğrenciler bu soruda zorlanmadı. Ama bu tarz sorulara “gerçekten düşünüp cevap vermek” gerekiyor.

Sonlara doğru, grafik yorumu, görsel okuma ve tür bilgisi gibi sorular yer aldı. Özellikle eski mahalle yaşamıyla ilgili verilen metin (10. soru), sade bir anlatımla metin türünü ölçüyordu. Bu tip sorularda öğrencinin metnin amacını sezmesi gerekiyor. “Bu metin bilgi mi veriyor, duygu mu aktarıyor, yoksa bir olayı mı anlatıyor?” diye sorabilmeli.

Genel olarak Türkçe testinin, önceki yıllarla benzer zorluk seviyesinde ama bir tık daha dikkat isteyen sorularla dolu olduğunu söyleyebilirim. Dikkat ve okuma hızını birlikte geliştiren öğrenciler için çok da göz korkutucu değildi. Bence şunu unutmamak lazım: Türkçe sadece anlamak değil, anladığını doğru yorumlamakla ilgili. Bu yüzden bol bol okumalı, çeşitli metin türleriyle haşır neşir olmak çok önemli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir