Sözcük Türleri

Genel Konu Bankası Manşet Türkçe Konu Bankası
  1. İsim (ad)
  2. Sıfat (ön ad)
  3. Zamir (adıl)
  4. Zarf (belirteç)
  5. Fiil (eylem)
  6. Edat
  7. Bağlaç
  8. Ünlem

İSİM (AD)

Canlı, cansız bütün varlıkları, kavramları tanıtmaya yarayan kelimelere isim denir.

Örnek: Ağaç, su, ev, İstanbul, Kuveyt, Anadolu, Enver, Karadeniz, koşu, gidiş vb.

İsimler çeşitli yönlerden sınıflara ayrılırlar.

1. VARLIKLARIN VERİLİŞİNE GÖRE İSİMLER

a. Özel İsim: Dünyada tek olan, diğer varlıklar içinde tıpa tıp bir benzeri olmayan varlıklara verilen isimlerdir. Örneğin Atatürk, Türkiye, Merkür, İstanbul, Tekir, Japonlar, İslamiyet, Küçük Ağa, Türk Dil Kurumu…

b. Cins İsim: Aynı cinsten, aynı türden olan varlıkların ortak isimleridir. Örneğin şekilleri, renkleri, boyutları farklı bile olsa yazma işine yarayan cisimlere kalem denir. Örnek, kalem, ağaç, insan, ev, çocuk, sevgi, hüzün, korku, heyecan…

2. MADDELERİNE GÖRE İSİMLER

a. Somut isim: Türkçede bazı sözcükler beş duyumuzun (görme, dokunma, işitme, koklama, tatma)“herhangi birisi ile” algılanabilen varlıkları karşılar. Böyle sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir. Örnek, Kalem, ağaç, sıcak, hava, Mehmet, su, toprak, yeşil…

b. Soyut isim: Türkçe sözcüklerin bazısı da beş duyumuzun “herhangi birisi ile” algılayamadığımız varlıkları karşılar. Böyle sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir. Bunların varlığını aklımız ve hislerimizle algılayabiliriz. Örnek, Allah, sevgi, neşe, hüzün, cesaret, güzellik, barış, korku, iyilik, şüphe

3. VARLIKLARIN SAYISINA GÖRE İSİMLER

a. Tekil isim: Bir tek varlığı veya kavramı karşılayan isimlerdir. Örnek, çocuk, ağaç, ev, çiçek, kır, insan…

b. Çoğul isim: Tekil isimlere –ler, -lar çoğul eki getirerek onları çoğul isim yaparız. Örnek, çocuklar, ağaçlar, evler, çiçekler, insanlar…

c. Topluluk ismi: Yapı itibarıyla tekil gibi görünen fakat anlamca birden fazla kavramı ifade eden isimlerdir. Örnek, ordu, sürü, orman, sınıf, millet…

İSİMLERDE KÜÇÜLTME

İsimlerde küçültme şu eklerle yapılır.

-cık: mehmetçik, adacık, kedicik

-cağız: adamcağız, çocukcağız, kadıncağız

-ce: büyükçe, irice, dostça

-()msi: mavimsi, ekşimsi

-()mtrak: ekşimtrak, mavimtrak

İSİM TAMLAMALARI

  1. Belirtili İsim Tamlaması

İsim tamlamasının her iki ögesinin de tamlama eklerine aldığı tamlamalardır.

Tamlayan eki                        Tamlanan eki

-ın, -in, -un, -ün                       -ı, -i, -u, -ü

Kapının kolu, İstanbul’un tarihi, evin bahçesi, sınıfın panosu…

  1. Belirtisiz İsim Tamlaması

Sadece tamlananın ek aldığı isim tamlamalarıdır.

Tamlayan eki                   Tamlanan eki

Ek almaz                             -ı, -i, -u, -ü

Güneş gözlüğü, Amasya elması, Türkçe öğretmeni, el emeği, göz nuru…

  1. Takısız İsim Tamlaması

Tamlayanın da tamlananın da tamlama eklerini almadığı isim tamlamalarıdır.

Tamlayan eki                   Tamlanan eki

Ek almaz                             Ek almaz

Çelik kasa, kağıt mendil, taş duvar, tahta kaşık, naylon torba…(neden yapıldığı) Kurt adam, sırma saç, kömür göz, kiraz dudak, elma yanak…(benzetme)

  1. Zincirleme İsim Tamlaması

İkiden daha fazla ismin birbirini tamlamasıyla oluşsan isim tamlamalarıdır. Çınar ağacının gölgesi, tahta kapının kenarı, taş duvarın üstü…

SIFAT (ÖNAD)

İsimlerin önüne gelerek onları niteleyen veya belirten sözcüklere sıfat denir. Sıfatlar görevlerine uygun olarak iki ana bölüme ayrılır.

1. NİTELEME SIFATLARI

a. Biçim belirtir: düz tahta, sivri biber, dar oda

b. Renk belirtir: kara koyun, beyaz gül, yeşil kumaş

c. Durum belirtir: güzel roman, çalışkan öğrenci

2. BELİRTME SIFATLARI

  1. İşaret sıfatı: Önüne geldikleri adı işaret ederek yerini belirten sıfatlardır.

bu çocuk, şu ev, o ülke, beriki kitap, öteki masa…

  1. Sayı sıfatı: Önüne geldikleri adların sayılarını, sayı sıralarını ve ölçülerini belirten sıfatlardır.

Asıl sayı sıfatları: yirmi kalem, on ağaç…

Kesir sayı sıfatları: onda altı pay, yüzde elli başarı…

Sıra sayı sıfatları: üçüncü sınıf, yirminci yüzyıl…

Üleştirme sıfatları: ikişer ceviz, yüzer lira…

  1. Belgisiz sıfat: Önüne geldikleri adı kesinlik kazandırmadan belirten sıfatlardır.

bir gün, hiçbir olay, birkaç kişi…

  1. Soru sıfatı: Önüne geldikleri adları soru yönünden belirten sıfatlardır.

ne iş yapıyor?, ne kadar? , kaç gün? , nasıl kumaş?

  • Unvan sıfatı: adları derece, görev, rütbe yönlerinden belirten ya da bu adlara “saygı” anlamı katan sıfatlardır.

Bay Ali, Öğretmen Sevim, Yüzbaşı Mehmet, Ahmet Bey, Zeliha Teyze, Ali Efendi…

SIFATLARDA PEKİŞTİRME

Niteleme sıfatlarının anlamlarını güçlendirmeye niteleme denir. “m,p,r,s” den uygun olanı getirilir. Bembeyaz, sapsarı, tertemiz, dosdoğru…

Yapayalnız, çırılçıplak, güpegündüz…

SIFATLARDA KÜÇÜLTME

-ce: büyükçe, kalınca, derince

-cik: incecik, minicik, kısacık

-()msi: ekşimsi, yeşilimsi

-()mtrak: sarımtrak

SIFATLARDA DERECELENDİRME

  1. Eşitlik Derecesi: Kadar, gibi sözcükleri ile yapılır. Bu köyde kavun kadar büyük patates var.
  2. Üstünlük Derecesi: Daha sözcüğü ile yapılır. Daha güzel bir lokanta yok mu?
  3. Aşırılık Derecesi: Çok, pek sözcükleri ile yapılır. Birlikte çok güzel günler yaşamıştık.
  4. En üstünlük Derecesi: En sözcüğü ile yapılır. Çocuklara en güzel oyuncakları aldı.

SIFAT TAMLAMASI (Sıfat + İsim)

Sıfatların adları belirtmesi veya nitelemesiyle oluşan tamlamalara sıfat tamlaması denir.

İhtiyar esir, harap ev…

Küçük, şirin bir köy (bir adı birden çok sıfat tamlayabilir)

Lezzetli yemekler, tatlılar (bir sıfat birden çok ad için kullanılabilir) Renkli, kokulu silgiler, kalemler (hem ad hem de sıfat birden çok olabilir)

SIFATLARIN ADLAŞMASI (ADLAŞMIŞ SIFAT)

Bazı sıfat tamlamalarında ad olan sözcük düşer. Düşen adın ekleri ve anlamları sıfata geçer. Böylece sıfat adlaşmış olur.

Genç insanların coşkusu yaşlı insanları da etkiledi. Gençlerin coşkusu yaşlıları da etkiledi.

Bu yaramaz çocuklardan bıktım. Bu yaramazlardan bıktım.

ZAMİRLER ( ADILLAR)

1.Kişi (Şahıs) Zamirleri : İnsan isimlerinin yerini tutan zamirlere denir. Kişi zamirlerinin sayısı altıdır. Ben, sen, o, biz, si z, onlar.

Bu zamirler hâl eklerini, iyelik eklerini, çoğul eklerini alır. Beni, bende, sizler, benim… Ayrıca dönüşlülük zamiri olarak da adlandırılan ve kişi zamirlerinin yerini tutabilen “kendi” kelimesi kişi zamiri olarak kabul edilir. Bazen “kendi” kelimesi yerini tuttuğu kişi zamiriyle birlikte kullanılarak anlamı pekiştirir.

Bu yazıyı kendim yazdım / Bu yazıyı ben yazdım / Bu yazıyı ben, kendim yazdım.

Kişi Zamirinin Diğer Özellikleri:

1.“Ben” zamiri, -e ekini aldığında kökünde değişme  olur. Aynı kural “sen” zamiri için de geçerlidir. Ben-e  Bana

2.“Ben” zamirinin tamlayan ve tamlanan eki -im’dir. Benim kalemim.

  1. Bazen “saygı, incelik, kırılma, öfke” nedeniyle “sen” zamiri yerine “siz” zamiri kullanılır. Siz kim oluyorsunuz? Sizden bir ricam olacak.
  2. Böbürlenmek amacıyla “ben” yerine “biz” zamiri kullanılır. Bize Konyalı Paşa derler.

5.“Biz” zamiri çoğul ekini alarak abartma ve övünme anlamı kazanır. Bu konuda bizleri hiç hesaba katmıyorsunuz.

6.“Siz” zamiri, saygı nedeniyle çoğul ekini alabilir.Sizleri unutur muyuz hiç!

Kitabı Ali’ye verir misin?    Kitabı ona verir misin?

Sema ile Neşe çok iyi arkadaştır. Onlar çok iyi arkadaştır.

Biz, şanslı biir milletin torunlarıyız. Bu soruyu sadece siz çözebilirsiniz. Ben, sana dememiş miydim!

2.İşaret Zamirleri :

Varlıkları göstererek onların isimlerinin yerlerini tutan zamirlere denir. Türkçe’de en çok kullanılan işaret zamirleri şunlardır: Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura, şura, ora, burası, şurası, orası, burada, şurada, orada, buradan, şuradan, oradan, burayı, şurayı, orayı, buralar, şuralar, oralar, öteki, beriki, karşıki… “Böyle, şöyle, öyle” kelimeleri kullanılışına göre bazen isim, bazen sıfat, bazen zamir, bazen zarf görevi üstlenir.

O, her zaman böyledir. Böylesini hiç görmedim. Böyle adamlar her zaman başarır. Bu böyle olmaz. İsim / İşaret Zamiri / Sıfat /   Zarf

N O T : “O” ve “Onlar” kelimeleri hem kişi zamiri, hem de işaret zamiridir. Bu kelimeler, insan isimlerinin yerini tutarsa kişi zamiri; insan dışındaki varlıkların yerini tutarsa işaret zamiridir. Ona telefon edeceğim. (Kişi zamiri) / Onu hemen çöpe atın (İşaret Zamiri)

Bu kelimelerin insanın veya insan dışı varlıkların yerini tuttuğu bazen anlaşılmaz. Bu durumda cümlenin söylendiği ortama dikkat edilir. Onu bana getir. Bu cümlede “Onu” hem insanın yerini tutabilir hem de insan dışı varlıkların yerini tutabilir.

NOT:“bu, şu” kelimeleri insan yerini tutsa bile kişi zamiri olmaz. Yazıyı bu yazdı. (İşaret Zamir)

3. Soru Zamirleri:

İsmin yerini tutan soru kelimelerine soru zamiri denir. En çok kullanılan soru zamirleri şunlardır: Kim, kimler, ne, neler, nere, neresi, nereyi, nereye, nerede, nereden, kaçı, kaçımız, kaçınız, hangisi, hangimiz, hangileri, kaçıncı, kaçta, kaçtan…

“Kim” kelimesi her zaman soru zamiridir. Diğer soru kelimelerinin çoğu cümlede kullanılışlarına göre zamir, sıfat veya zarf olabilir.

Pazardan ne aldın?    Baban ne gün gelecek?     Ne bakıyorsun tuhaf tuhaf.

Zamir                  Sıfat                    Zarf

“Kaça” kelimesi ismin yerini tutarsa soru zamiridir. Aynı kelime “kaç lira ödeyerek” anlamına gelirse soru zarfı olur. Saat kaça geldi? (Zamir), Bu elbiseyi kaça aldın? (Zarf)

Fiilden önce gelen kelimeler genellikle zarf olduğu için , fiilden önce gelen her kelimeyi zarf olarak algılayabiliriz. Bir kelimenin zarf olabilmesi için fiilden önce gelmesi yeterli değil, fiili nitelemesi gerekir. Buna göre şu cümlelerde fiilden önce gelen kelimeler, fiili nitelemediği için soru zarfı değil, soru zamiridir. Bu  arabayı nereden aldın? Bu yazıyı hanginiz yazdı?

4. Belgisiz Zamirler (Belgisizlik ) :

Hangi varlıkların yerini tuttuğu tam olarak belli olmayan zamirlere denir. En çok kullanılan belgisiz zamirleri şunlardır: Bazısı, bazıları,kimisi, kimileri, biri, birisi, birileri, başkası, başkaları, birçoğu, birkaçı, birtakımı, birçokları, çoğu, hepsi, herkes, birazı, her biri, herhangi biri, öteberi, şunu bunu, şundan bundan, şey, şeyler, hiçbiri, kimse….

Örneklerden de anlaşılacağı gibi belgisiz zamirlerde bazı istisnalar dışında -ı, -i, -u, -ü ekleri yer alır. Belgisiz zamirlerin sonundaki bu ekler kaldırılarak, bu kelimeler bir ismi niteleyecek şekilde kullanılırsa, belgisiz sıfat oluşur.

Öğrencilerin birkaçı  (Zamir)      

Birkaç öğrenci. (Sıfat)

Kelimenin başına -m- sesi getirilerek yapılan ikilemelerde, ikinci kelime belgisiz zamirdir. Kitapçıdan defter mefter aldı. (Belgisiz zamir) * “Falan, filan, falanca” kelimeleri de belgisiz zamir olarak kullanılır. Aynı kelimeler, ismi nitelediğinde belgisiz sıfat olur. Toplantıya falanca geldi. Toplantıya falan geldi, filan gelmedi.(Belgisiz Zamir)

Toplantıya falan adam geldi. (Belgisiz sıfat)

EK BİÇİMİNDEKİ ZAMİRLER

1.İyelik (aitlik) Zamirleri:

İsimlerin sonuna gelerek, o isimlerin kime ve neye ait olduğunu bildiren iyelik ekleri, aynı zamanda iyelik zamiri olarak da adlandırılır. Defterim, defterin, defterleri…(İyelik zamiri)

2.İlgi Zamiri

Belirtili isim tamlamalarında, tamlanan durumundaki ismin yerine kullanılan “-ki” ekidir.

İsmin yerini tutan -ki ekine ilgi zamiri denir. İlgi zamiri olan -ki daima kendisinden önce gelerek kelimeye bitişik yazılır.

Hasan’ın defteri – Hasan’ınki Sevgi’nin kitabı – Sevgi’ninki sınıfın tahtası – sınıfınki…

İlgi zamiri her zaman insanlar için kullanılmaz. Cansız varlıklar için de kullanılır.

Kamyonun lastiği    Kamyonunki

Erzurum’un havası çok soğuk; Malatya’nınki o kadar soğuk değil.

Sıfat yapmaya yarayan -ki eki de kendisinden önce gelen kelimeye bitişik yazılır. Bir ismin yerini veya zamanını gösteren sıfattır.

Bu nedenle ilgi zamiri ile karıştırılabilir. Aradaki fark şudur:

Cebimdeki para düştü        Cebimdeki düştü.            Dünkü sınav çok zordu. Sıfat (Yer)                             İlgi Zamiri                    Sıfat (Zaman)

ZARFLAR

  1. ZAMAN ZARFLARI

Fiil ve fiilimsilerin yapılış zamanını bildiren zarflardır.

Şimdi gelirler.

Şimdilik işi bıraktık. Biraz sonra görürsünüz. Erkenden kalkarız…

Zaman zarfları fiil ve fiilimsileri niteleyerek “ne zaman” sorusuna cevap verir. Zaman bildiren her kelime zarf değildir.

Dün geldi. (Zarf) / Dünü unutalım. (İsim)

“İleride” kelimesi cümlede kullanılışına göre bazen isim, bazen zarf olur: İleride bir adam duruyor. (İsim) / İleride size oturmaya geleceğim. (Zaman zarfı)

  1. YER-YÖN ZARFLARI

Fiil ve fiilimsilerin gerçekleşme yerini ve yönünü bildiren zarflardır. Yer-yön zarflarının sayısı sekizdir:

“İçeri, dışarı, yukarı, aşağı, ileri, geri, öte, beri”

Bu kelimelerin yer-yön zarfı olabilmesi için mutlaka yalın halde olması ve fiil ya da fiilimsiyi nitelemesi gerekir. Yukarıdaki sekiz kelime, herhangi bir ek alırsa zarf olmaktan çıkar, isim olur.

İçeri gir.  (Zarf)    /     İçeriye gir.  (İsim) -y:kaynaştırma harfi.   e:ismin hal eki.

Cümlenin ögelerinde nereye sorusu hem dolaylı tümleç hem de zarf tümleci olur. İsim olan dolaylı tümleç olur. Zarf olan ise zarf tümleci olur.

İçeri gir. (Zarf Tümleci)         İçeriye gir. (Dolaylı tümleç)

Yön bildiren “doğu, batı, kuzey, güney, sağ,sol” kelimeleri, fiil ve fiilimsilere yönelik olarak kullanıldığında mutlaka hal eklerini alır. Bu nedenle bu kelimeler yön bildirdiği halde yer-yön zarfı olmaz, isim olur. Doğuya gidelim. (İsim)

3. MİKTAR (ÖLÇÜ, NİCELİK, AZLIK-ÇOKLUK) ZARFI

Fiillerin ve fiilimsilerin miktarını bildiren zarflardır. Bu zarfların en önemli özelliği fiil ve fiilimsilerden başka sıfatları ve zarfları da niteleyebilmesidir. Miktar zarfları dörde ayrılır:

  • Eşitlik Zarfları: “Kadar” ve “denli” edatlarıyla oluşan ve fiillerle fiilimsileri niteleyen öbeklerdir.

Ben de İsmet kadar çalıştım. (Eşitlik zarfı) / Cennet kadar güzel Ülkem. Eşitlik Zarfı / Sıfat / İsim

“Kadar” edatıyla oluşan öbekler, ismi niteleyerek sıfat olabilir: Bacak kadar çocuk. (Sıfat) / Dünya kadar çalıştım. (Zarf) / Dünya kadar iş. (Sıfat)

  • Üstünlük   Zarfları   :    Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve zarfları niteleyen “daha” kelimesidir.

Bu yetmedi, daha ver. (Üstünlük zarfı) / Daha  güzel bir söz. / Daha    iyi    çalıştı.

Üst.Zarfı                 Sıfat    İsim  Üst.Zarfı Zarf    Fiil

  • Yineleme Zarfı : “Daha” kelimesi “bir” kelimesiyle öbekleşince, bir işin tekrarlanacağını anlatır. Ve yineleme zarfı olur. Bu sınavda şansımı bir daha deneyeceğim. (
  • En üstünlük Zarfı : Sıfatları ve zarfları niteleyen “en” kelimesidir. En güzel çiçek, çocuktur.

4.  DURUM ZARFLARI

Bunlar hâl ve tavır ifade eden zarflardır. Fiilin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu belirtirler.

Çocuk bize öyle anlattı.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. Küçük kız güzelce süslendi.

Çocukça seviniyor, delice gülüyordu.

5.  SORU ZARFLARI

Fiil ve fiilimsileri soru yoluyla belirten zarflardır.

Bu yağmurda eve nasıl gideceksin? Dün ne kadar çalışmış?

İşleri ne zaman bitireceksiniz?

Niçin gitmedin?

EDAT

Tek başına anlamı olmayan, cümle içinde kullanıldığında yan yana geldiği sözcükle anlam ilişkisi kuran sözcüklerdir. Belli başlı bazı edatlar:

İle

Saçını tarak ile taramış. / Kağıtları makas ile kesmiş. (vasıta, araç) Kalabalığa şüphe ile yaklaştı. (durum)

Evde arkadaşımla yazılıya çalışıyorum. (birliktelik)

(-e) kadar

On kadar kişi yemeğe gelecek. (yaklaşık) Akşama kadar seni bekledim. (süre)

Senin kadar çalışanı görmedim. (karşılaştırma) Cennet kadar güzel vatanımız var. (benzetme)

Gibi

Elma gibi yanakları vardı. (benzetme)

İçin

Bu emeğim senin için. / Bu göz yaşlarım senin için. (uğruna) Senin için iyi şeyler söylenmiyor. (hakkında)

Otobüsü kaçırdığı için derse geç geldi. (neden) Benim için en güzel hediye tatlı bir gülüştür. (bence)

Yalnız

O adam yalnız buraya gelir. (sınırlama)

BAĞLAÇ

Tek başlarına anlamları yoktur. Bağlaçların görevi eş görevli sözcükleri ya da anlamca ilişkili cümleleri birbirine bağlamaktır.

Öğretmen, öğrencilere defter ve kitapsız gelmemelerini söyledi. Annem Ali ve Burak’ı çağırdı.

Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Beni ne arıyor ne soruyor.

Birden çekip gitti; oysa ne kadar da alışmıştık ona. Sana anlatacağım ama kimseye söylemeyeceksin.

Edat İle Bağlaç Karıştırılmamalı

  1. “ile” hem bağlaç hem de edat olabilmektedir. “ile” yerine diğer bir bağlaç olan “ve” getiriliyorsa ile bağlaçtır. Elma ile muzu çok severim. (ve gelir bağlaç)

Babası ile pek anlaşamaz. (ve gelmez edat)

  • Yalnız ve ancak sözcükleri yerine bir başka bağlaç olan ama gelirse bu sözcükler bağlaç olur. Sadece gelirse edat olur.

Gelmek isterim yalnız çok işim var. (ama gelir bağlaç) Bitirmeye çalışırım ancak hepsini değil. (ama gelir bağlaç) Bu işi ancak sen yapabilirsin. (sadece gelir edat)

ÜNLEM

Sevinç, korku, heyecan, acıma, şaşma, öfke gibi duyguları coşkulu bir şekilde anlatan veya hitap (seslenme) gibi durumları belirten sözcüklerdir.

Aaa! Çok konuştun ama. İmdat, yardım edin bana! Yooo! Buna dayanamam artık. Hey! Arkadaşlar buraya bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir