Sessiz Zorbalık / Hiçbir Şey Demedi Ama Çok Şey Yaşadı

Genel Manşet Oku-Yorum

Bir öğrencinin teneffüs boyunca yalnız oturduğunu, grup çalışmalarında hep dışarıda bırakıldığını ya da bir sınıf arkadaşının gizlice mimiklerle alay ettiğini fark ettiniz mi? Bunlar fiziksel ya da sözlü bir saldırı gibi görünmese de aslında çok daha derin yaralar açabilen sessiz zorbalığın işaretleridir. Ne yazık ki bu tür zorbalıklar; öğretmenlerin, ailelerin ve öğrencilerin bile gözünden kolayca kaçabiliyor.

Sessiz Zorbalık Nedir?

Sessiz zorbalık bir öğrencinin düzenli bir şekilde görmezden gelinmesi, sınıf arkadaşlarınca dışlanması, gruplara alınmaması; alaycı bakışlar, fısıldaşmalar veya mimiklerle aşağılanması gibi davranışların bütünüdür diyebiliriz.
Bu zorbalık çoğu zaman gözle görülür bir saldırı içermez. Lakin etkisi en az fiziksel zorbalık kadar yıkıcı sonuçlar doğurur. Çünkü mağdur öğrenciler, dışarıdan bakıldığında her şeyin normal göründüğü bir ortamda zorbalık yapanlar tarafından yalnızlıkla itilir.

Neden Fark Edilmez?

Herhangi bir fiziksel müdahale olmadığı için bu davranışların fark edilmesi için öğretmenler tarafından detaylı gözlem ve araştırma yapılması gerekmektedir. Mağdur olan çocuk çoğu zaman yaşadıklarını anlatamaz çünkü kendini suçlu hisseder. Ya da tehdit edildiği için susar. Eğer önlem alınmazsa sessiz zorbalığı yapanlar bu davranışlarını alışkanlık haline getirir. Ortamda olanlar zamanla bunu normal bir durummuş gibi benimser.

Öğretmen Olarak Ne Yapabiliriz?

Biz öğretmenler sürekli yalnız oturan, konuşmalara dahil olmayan, hep geride kalan öğrencilere dikkat etmeliyiz. Genellikle bu özelliklerde olan öğrencileri biz utangaç olarak düşünebiliriz ama işin aslı öyle olmayabilir.

Sınıf iklimini canlı tutabilmek için sessiz, geri planda duran öğrencilere daha aktif roller vermek büyük önem taşır. Bu öğrencilerin derse katılımını artırmak adına, onları destekleyici ifadelerle cesaretlendirmeliyiz. Ders dışı zamanlarda ise oyunlara, arkadaşlarının düzenlediği etkinliklere katılmalarını sağlamak, öğrencilerde aidiyet duygusunu güçlendirecektir. Kendini bir grubun parçası olarak hisseden öğrenci, zamanla yaşadıklarını arkadaşlarıyla ve dolaylı olarak öğretmenleriyle daha kolay paylaşmaya başlayacaktır.

Veliler Ne Yapmalı?

Öğretmen olarak en çok fark ettiğim şeylerden biri sessiz zorbalık yaşayan çocuklar genellikle bunu evde de dile getirmemeleridir. O yüzden anne babalar çocuklarıyla kurduğu iletişim çok mühim.
Velilerimiz “Bugün okulda neler yaptın?” sorusunun yerine, “Bugün kendini okulda nasıl hissettin?” gibi öğrencinin iç dünyasına seslenen sorular sormalıdır. Unutmayalım ki bu tür sorular, çocuklarımızın duygularını paylaşmasını kolaylaştırır.

Eğer çocukta içe kapanma, sürekli mide ağrısı şikayetleri, okula gitmek istememe gibi davranışlar gözlemliyorsa velilerimiz, mutlaka zaman kaybetmeden okulun rehberlik servisiyle iletişime geçmeliler. Çünkü bu küçük adım belki de çocuğunuzun dünyasını değiştirecektir.

Her Çocuk Görülmeyi Hak Eder

Okullarda sessiz zorbalık göründüğü kadar masum değildir. Belki bir tokat atılmamıştır, belki bağırılmamıştır ama bir çocuk sessizce yalnız bırakılmıştır.
Bir öğretmen olarak gözlem gücümüz ve kalbimizle bu sessizliğe ses olabiliriz.
Çünkü biz biliyoruz ki her çocuk değerlidir. Her çocuk görülmeyi hak eder.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir