8. Sınıf “BURADA DUR” Metni Günlük Ders Planı

Genel Manşet Türkçe 8. Sınıf Günlük Planlar

2018-2019 eğitim öğretim yılı 8. sınıf 5. temanın (Milli Kültürümüz)  “BURADA DUR” adlı metnin günlük ders planını  buradan  indirebilirsiniz.

DERS PLANI  

11 ŞUBAT- 17 ŞUBAT 2019

1. BÖLÜM

Ders TÜRKÇE
Sınıf 8
Temanın Adı/Metnin Adı MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ  / BURADA DUR
Konu             Sözcük anlamı
Hikaye unsurları
Anlatım biçimleri
Fiilde Çatı / Nesnesine göre çatılar  
Önerilen Süre 40+40+40+40+40( 5 ders saati )

2. BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları /Hedef ve Davranışlar

OKUMA

T.8.3.11. Metindeki anlatım biçimlerini belirler.

T.8.3.5. Bağlamdan yararlanarak bilmediği kelime ve kelime gruplarının anlamını tahmin eder.

T.8.3.25. Okudukları ile ilgili çıkarımlarda bulunur.

T.8.3.20.Okuduğu metinlerdeki hikâye unsurlarını belirler.

T.8.3.28. Metinde önemli noktaların vurgulanış biçimlerini kavrar.

T.7.3.22. Metnin içeriğini yorumlar.

KONUŞMA

T.8.4.2. Bilgilendirici metin yazar.

T.8.2.3. Konuşma stratejilerini uygular.

T.8.2.4. Konuşmalarında beden dilini etkili bir şekilde kullanır.

T.8.2.5. Kelimeleri anlamlarına uygun kullanır.

T.8.2.6. Konuşmalarında yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini

kullanır.

T.8.2.7. Konuşmalarında uygun geçiş ve bağlantı ifadelerini kullanır.

YAZMA

T.8.4.2. Bilgilendirici metin yazar.

T.8.4.9. Yazılarında anlatım biçimlerini kullanır.

T.8.4.20. Fiillerin çatı özelliklerinin anlama olan katkısını kavrar. (Etken, edilgen çatı)

Öğretme-Öğrenme-Yöntem ve Teknikleri

Soru-cevap,  anlatım, açıklamalı okuma ve dinleme, açıklayıcı anlatım, inceleme, uygulama

Kullanılan Eğitim Teknolojileri-Araç, Gereçler ve Kaynakça // * Öğretmen  * Öğrenci

İmla kılavuzu, sözlük, deyimler ve atasözleri sözlüğü, EBA, İnternet,  deyim hikayeleri…

Öğretme-Öğrenme Etkinlikleri

Dikkati Çekme

Mevlana’nın hazırlık kısmında yer alan cümlesi tahtaya yazılacak ve Mevlana’nın  ne demek istendiği sorulacak.

Güdüleme

Öğrencilere yaşadığımız şehirlerin isimleriyle ilgili efsaneler olduğu belirtilecek. Bu metnimizde Burdur şehrinin isminin nereden geldiğini öğreneceğiz. Öğrencilerden sayfa 132’de yer alan “BURDA DUR” adlı metni  açmaları istenecek.

Gözden Geçirme

Öğrencilere bildikleri bir efsane olup olmadığı sorulacak. Eğer cevap verilmezse Anadolu’nun isminin nereden geldiği efsanesi anlatılacak.

“Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı olan Alaaddin Keykubat, kendisinden önce yapılmış olan seferleri devam ettirerek Anadolu’nun İslam-Türk ülkesi haline getirmek için çalışmaktadır. Bunun için Keykubat, Başköy Rum Kalesini fethetmek ister ve burayı fethetmek üzere yola çıkar.

Yolda ise, günümüzde Ankara Kızılcahamam sınırları içerisinde bulunan Taşlıca köyüne uğrar. Bu köyde ise, buraya yıllar öncesinden gelip yerleşmiş olan kadın erenlerden Kırmızı Ebe ve de oğlu Oruç yaşar.

Bu köye gelen Türk askerler, Kırmızı Ebe tarafından karşılanır ve Kırmızı Ebe askerlere ayran ikram etmek ister. İşte tam da burada keramet başlamaktadır. Kırmızı Ebe yayıkta yeni olarak hazırlamış olduğu ayranı askerle ikram etmek üzere orada bulunan taş oluğa döker. Askerler ise, bu ayrandan içmek ve de kaplarını doldurmak için sıraya girer. Bütün askerler hem ayranını içer hem de kaplarını doldurur. Buna rağmen taş oluktaki ayran bitmez. Bu olay ise, Kırmızı Ebe’nin evliyadan ve üzerinde bir keramet olduğunun göstergesi olarak yorumlanır. Askerler teker teker ayran içerken ve de kaplarını doldururlarken Kırmızı Ebe ve askerler arasında bir diyalog yaşanır.

-Doldurun Gazilerim

-Doldur Ana,

-Doldurun yavrularım,

-Ana, dolu.

Anadolu ismi bu diyalogdan gelir.”

Derse Geçiş

  1. Gözden geçirme bölümün işlendikten sonra öğrenciler metni bir kez sessiz okuyacaklar. Anahtar kelimeleri belirlemeleri istenecek.
  2. Metin sonra sesli okunması sağlanacak.
  3. Anahtar Kelimeler: Anadolu, Konya, Selçuklu, rüya, sultan, oymak, Burdur
  4. Anlamını bilmedikleri kelimeler bulunacak. Anlamlarıyla beraber sözlük defterine yazılacak.

1. Etkinlik

Bu etkinlikte geçen kelimelerin cümledeki anlamları tespit edilecek.

Burada dur!..

Oymak, başkanlarının sözüne uyarak oraya yerleşir ve şehirlerini kurarlar.

durmak

(X) Hareketsiz durumda olmak

(   ) İşlemez olmak, çalışmamak

(   ) Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek

(   ) Dinmek, kesilmek

(   ) Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak

kurmak

(   ) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek

(   ) Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak

(   ) Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek

(X) Yapmak, inşa etmek

(   ) Bir araya getirmek, toplamak

2. Etkinlik

Metinle ilgili sorular cevaplanacak.

1. İllerin ve ilçelerin adları ile ilgili yazarın düşüncesi nedir?

İllerin ve ilçelerin adlarında Türkçemizin güzel söyleyişlerinin izleri bulunur.

2. Malazgirt Zaferinden sonra Selçukluların Anadolu’daki durumu nasıldır?

Selçuklular Anadolu ilerine doğru ilerleyip Konya önüne kadar gelmişlerdir. Konya da alınıp başkent yapılmıştır.

3. Sultan’ın gördüğü rüyayı ve rüyanın sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

4. Burdur’a ait hangi efsaneyi beğendiniz? Neden?

3. Etkinlik

Bu etkinlikte hikaye unsurları metne göre belirlenecek.

Yer

Anadolu toprakları

Zaman

Malazgirt Savaşı sonrası Selçuklu Devleti zamanları

Kişiler

Selçuklu Sultanı, ak sakallı Türkmen kocası

Olay

Selçuklu sultanı bir rüya görür. Rüyasında bir Türkmen kocası, sultanın istediği topraklara gitmesini, ona dur denilene kadar ilerlemesini söyler. Sultan denileni yapar. Bir yere geldiğinde “Burada dur!” diye bir ses işitir. O yerin adı zamanla Burdur olur.

4. Etkinlik

Bu etkinlikte paragrafta anlatım biçimleri öğrencilere kavratılacak.

ANLATIM BİÇİMLERİ

 

Betimleme

Betimlemede amaç, okuyucunun anlatılanı gözünde, zihninde canlandırmasını sağlamaktır.

Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına betimleme (tasvir etme) denir.

Betimlemede gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatılır. Betimlemede yazar, tasvir edeceği varlığı kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır, betimlemeye kendi yorumunu katabilir.

ÖRNEK: “Başımızın üstünde her zaman yeşil, iğne yapraklı dallardan örülü bir çatı var. Dallar öylesine sık ki, güneş ışığı aşağıya süzülemiyor bile. Ormanın içine doğru kilometrelerce uzayıp giden toprak bir yol… Çevredeki çiçeklerin insanı bayıltıcı kokusu ve kuşların tatlı nağmeleri…”

Bu parçada ormanın içindeki bir yerin betimlemesi yapılmıştır. Yazar bunu yaparken kendi yorumunu da katmıştır.

NOT: Betimlemeler insanı konu alabilir. Kişinin dış görünüşünün, fiziksel özelliklerinin (yüzü, gözü, saç rengi, kolları, bacakları, boyu vs.) yanı sıra iç dünyası ve karakter özellikleri (sevdikleri, sevmedikleri, düşündükleri, tepkileri, duyguları, önem verdikleri vs.) de anlatılabilir.

ÖRNEK: “Kapıda yaşlı bir adam belirdi. Üzerinde biraz eski, açık mavi bir takım elbise vardı. Ceketin üst cebinde üçgen şeklinde kıvrılmış mendil, kravatıyla aynı renkteydi. Yer yer ağarmış saçlarını sol tarafa yatırmış, hâlâ siyahlığını koruyan bıyıklarını üst dudağının üzerini kapatacak şekilde bırakmış. Ayağında yıllar önce gençlerin oldukça rağbet ettiği ucu sivri ucu küt biçimli ayakkabılar vardı.”

Bu parçada yaşlı adamın fiziksel özelliklerinden, dış görünüşünden bahsedilerek betimleme yapılmıştır.

 

Öyküleme

Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.

ÖRNEK: “Derse geç kalmıştım. Hemen bir taksi tuttum. Taksici beni derse yetiştirmek için biraz hızlı sürdü. Önümüzde giden araç ani fren yapınca ona arkadan çarptık. Bereket, taksici hemen frene basmıştı da çarpışma hafif oldu. Tabiî ben de derse yetişemedim.”

Görüldüğü gibi bu parçada kişi, okula giderken başına gelenleri anlatmış. Bu anlatımda dikkat ederseniz, bir olay zaman içinde anlatılmış. Derse geç kalıyor, taksi tutuyor, bindiği taksi başka bir araca çarpıyor. Demek ki bu parçanın anlatımında öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

Öyküleme, anlatımı yönüyle betimlemeye benzer. Bu nedenle öyküleme betimsel anlatımla karıştırılabilir.

 

Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir.

Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

Açıklama

Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.

ÖRNEK:  “Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman, hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal konulara yönelmiştir. “Kiralık Konak”ta nesiller arası duygu ve düşünce farklılıklarını işleyen sanatçı, “Yaban” romanında Kurtuluş Savaşı yıllarında köy yaşamını, köylü – aydın çatışmasını işlemiştir.”

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi parçada “Yakup Kadri” okuyucuya tanıtılmış, sanatçının eserleri ile ilgili bilgiler verilmiştir. İşte öğreticiliği esas alan bu tür anlatıma açıklayıcı anlatım denir.

 Tartışma

Yazarın kendi doğrularına okuyucuyu inandırmak, onu kendi gibi düşündürmek için kullandığı anlatım tekniğine tartışma denir.
Amaç kendi düşüncesini savunmak, varsa yanlış düşünceyi çürütmek olduğundan yazar, düşüncelerini sanki karşısında okuyucu varmış da onunla konuşuyormuş gibi ele alır. Kendi görüşünü ortaya koyar, karşıt görüşün dayanaksız olduğunu örnekleri ile gösterir.
Bu yöntemde önce eleştirilecek olan düşünce verilir. Yazar, kendi düşüncesinin doğruluğunu, eleştirdiği düşüncenin ise yanlışlığını savunur.

ÖRNEK:  “Bazı bilim adamları yanlış, anlaşılmaz bir Türkçe ile yazıyorlar. Üstelik bunlar, edebiyatçı olmadıkları­nı ileri sürerek, hoş görülmelerini de istiyorlar. Ama bu, mazeret olamaz. Çünkü bizim onlardan istediği­miz; duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yaz­malarıdır. Bunun için de sanatçı olmaya gerek yok­tur. Her insan ana dilini hatasız kullanacak ölçüde bilmelidir bence.”

Görüldüğü gibi yazar yukarıdaki parçada önce, eleştirdiği düşünceyi vermektedir. Dili yanlış kulla­nan bazı bilim adamlarını eleştirmektedir. Bu konu­da hoş görülmeyi isteyen bilim adamlarını ise hak­sız bulmaktadır. Yazar, her insanın ana dilini düz­gün, yanlışsız kullanması gerektiğini savunmakta­dır. Bunun için de bazı bilim adamlarının iddia etti­ği gibi sanatçı olmak gerekmediğini doğru görüş olarak okuyucuya aktarmaya çalışmaktadır.

Dağın eteklerindeki küçük köy, kiremit çatılı, boyalı ve bakımlı evleriyle misafirlerini
karşılar. Köydeki her evin önündeki çitlerle çevrili küçük bahçelerde gül fidanları vardır.
Köyün hemen dışında bulunan dere, şırıltısıyla köylülerin ninnisi gibidir.

BETİMLEME

Artık yaşadığı yer hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyordu. Bunun için ne yapabileceğini
düşündü. Kütüphaneye gitmek geldi aklına. Annesinden kütüphaneye gitmek
için izin aldı. Tek başına gitmek istemediği için arkadaşından kendisiyle gelmesini
istedi. Arkadaşı bu isteği geri çevirmedi.

ÖYKÜLEME

Şehirleri sadece bugünleri ile değerlendirenleri hiç anlamıyorum. Onlar, şehirlerin günümüzdeki
hâllerinden ibaret olduğunu ve bugüne bağlı kalarak büyüdüğünü düşünüyorlar.
Bu yanlış fikrin aksine şehirler, tarihlerine bağlı kalarak büyürler. Tarihi görmezden
gelinen şehirler, dokularını kaybederler. Geleceğe ulaşmaları zordur. Şehirlerin
geleceği için sadece bugünü değil tarihi de değerlendirmeliyiz.

TARTIŞMA

5. Etkinlik

Öğrenciler bu etkinlikte araştırdıkları şehir isimleriyle ilgili efsaneleri arkadaşlarıyla paylaşacaklar.

6.Etkinlik

Bu etkinlikte nesnesine göre çatılar konusuyla ilgili cümleler incelenecek.

CÜMLELER GEÇİŞLİ GEÇİŞSİZ
Anadolu’daki pek çok il ve ilçemizin adında, Türkçemizin güzel söyleyişlerinin izlerini bulabilirsiniz. X  
Rüyasında nur yüzlü, ak sakallı bir Türkmen kocası ortaya çıkar.   X
Yarından tezi yok, atını ovalara sür. X  
Her uğranılan, her geçilen yer Selçuklunun topraklarına katılır.   X
Atını durdurup orada konaklamaya karar verir. X  
Burdur’umuza bir efsane daha yakıştırıvermişler. X  

7.Etkinlik

Etkinlikte öğrencilerden yaşadığımız şehri anlatan bir yazı yazmaları istenecek. Noktalama ve imla kurallarına dikkat edilecek.

Gelecek derse hazırlık bölümündeki sorular araştırmaları için öğrencilere verilecek

3. BÖLÜM

Ölçme-Değerlendirme

Aşağıdaki paragrafta hangi anlatım biçiminden faydalanılmıştır?

İnsanlara bakıyorum da kendi yaptıkları şeyleri başkasına sakın sen yapma, diyor. Tabi ki bu öğütler havada kalıyor. Hani adamın birinin çok bal yiyen bir çocuğu vardır. Adam çocuğunu bilge bir insana götürür. Bilgeye, şu çocuğa bir öğüt ver, der. Bilge, kırk gün sonra gelin, der. Kırk gün sonra bilge adam çocuğa, bal yeme, der. Adam şaşırır bunu neden kırk gün önce söylemedin, der. Bilge, iyi de sizin geldiğiniz sabah ben de bal yemiştim, der.      

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi

Okurken yorum yapabilme, problem çözme, düşündüğünü tasarlama, yazarken imla ve noktalamaya diğer derslerde de dikkat etmeleri sağlanır.

Türkçe Öğretmeni      16.01.19
Sefa AVCILAR Okul Müdürü  

2018-2019 eğitim öğretim yılı 8. sınıf 5. temanın (Milli Kültürümüz)  “BURADA DUR” adlı metnin günlük ders planını  buradan  indirebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir